Bugün Cekirge yeni bir “sosyal” alan keşfetmiş olmanın gururu ile yazıyor. Internet çağın her türlü iletişim aracı gerçekten ve pazarlamada kesinlikle apayrı bir ders konusu olarak işlenmeli. Bildiğimiz klasik mecraları kullanarak tüketiciye, kitleye “görünür” olmak da oldukça zor artık üstelik. Tüm o “banner”ler, “pop-up”lar kaç kişi tarafından gerçekten algılanarak izleniyor, okunuyor ki? Gazetelerde çıkan minicik bir kutu haberden bir farkı yok bence… Aksine gün geçtikçe bilgi ve görüntü kirliliği ile algıyı düşürüyor. Ben bile bir pazarlamacı olarak algıda seçiciliğe sahip olmama rağmen, birçoğunu öylesine okuyup geçtiğimi biliyorum.
Bence bütün mesele “Sosyal” bir alan yaratabilmek… Marka algısı, bilinirlik, görünürlük, sadık müşteriler yaratmak mı istiyoruz? Aslında sadece internette değil, tüm pazarlama iletişim mecralarında aynı kaide geçerli. Hepimiz biliyoruz yani. Zaten teoride pek çok şeyi bilip, bütçeler ya da sektörel kısıtlar nedeniyle sadece bir kısmını uygulamıyor muyuz? En yaygın olanları, olmazsa olmazları sadece belki… Mor inek nerde kaldı peki? :) Buyrun bakın! Aklımda bu mecralara yönelik projeler oluşmaya başladı bile…
Allahım kova burcu olmamım bir özelliği mi bu, yoksa ben gerçekten yaratıcı fikirler söz konusu olduğunda oturduğum yerden kendi kendimi de heyecanlandıran fikirler mi üretiyorum?